A) Kısa sürede kilo vermeyi hedeflemek
- Kısa sürede ne kadar çok kilo verirsem o kadar iyi düşüncesi doğru mu? Kiminizden 1 haftada 2 kg giderken kiminizden 600 gram gidebiliyor. Bunu da kişinin kilosu,yaşı, metabolizma hızı, diyete uyumluluğu, hareket durumu, ödem durumu gibi bir çok faktör etkileyebiliyor. Gelelim olması gerekene; kesin bir kaide olmamakla birlikte DSÖ’ye göre ayda 4-6 kg ideal kilo kaybı. Ayrıca hızlı kilo kaybı metabolizma hızını ‘kalıcı’ olarak yavaşlatabiliyor. Bu sebeple çok düşük kalorili diyetlerle hızlı verilen kilolar doğal olarak kalıcı olmuyor ve hızlıca 2 katı ile geri alınabiliyor.
B) Sürekli tartılmak
- Diyete başladığımızda veya diyet yapmaya karar verdiğimiz anlarda sürekli tartılırız ve kiloyu takıntı haline getiririz. Sabah aç karnına, yemekten sonra, yatarken, su içtikten sonra sürekli tartıya çıkar ve ne kadar kilo verip alındığı kontrol edilir. Bu baştan sona diyete uyum sürecinizi bozacak bir düşünce tarzıdır. Birincisi ağırlık gün içerisinde çok değişkendir. Bütün gün tüketilen sıvı ve yemek miktarına ayrıca o gün içerisinde ki vücudun ödemine, idrar ve gaita durumuna göre değişmektedir. Sizin yemekten sonra almış gibi gördüğünüz kilo, normal kilonuza eklenecek kilo değildir. Metabolizma böyle çalışmaz. Ayrıca tartıda doğru sonucu göremeyeceğimiz bir sürü etken vardır bunlar:
– Bağırsak düzensizliği (kabızlık/ishal)
– Menstural dönem
– Yetersiz su tüketimi
– Seyahat sonrası
– Ağır egzersiz sonrası
– Yoğun tuz içerikli gıda tüketimi ardından
– Yemek sonrası ve gün sonları
Peki en doğru sonuç için ne yapmalıyız ?
– Sabahları tuvalet ihtiyacınızı giderdikten sonra tartılabilirsiniz. Düzenli aralıklarla, mümkünse aynı kıyafetlerle tartılmak en ideal sonucu verecektir.
C) Diyet esnasında yasaklar koymak
- Kendinize belirli bir yiyeceği yiyemeyeceğinizi ya da yememeniz gerektiğini devamlı olarak söylemeniz; mahrumiyet, yoksunluk ve açlık hislerini de beraberinde getirerek kontrol edilemeyen arzularla ve aşırı yemeyle sonuçlanacaktır. Geleneksel diyetleri uygulamıyor olsanız bile, kendinize belirli yiyecekler konusunda yasaklar koymak, kısıtlamalar getirmek, mutfağınıza sokmamak ya da o yiyecekleri yediğinizde kendinizi suçlu hissetmek ilerleyen zamanlarda yoksunluk ve kronik açlık hissini beraberinde getirir. Siz yememeniz gerektiğini düşündüğünüz bir yiyeceği yedikten sonra zihninize ‘Bundan sonra yemeyeceğim.’ mesajını verdiğinizde, bedeniniz bu mesajı ‘Bundan sonra yemeyeceksem, şu an yiyebildiğim kadar yemeliyim.’ olarak algılar. Dolayısıyla siz herhangi bir yiyeceği yememeye çalıştığınızda beden sinyallerinizin geleceği son nokta daha fazla yeme isteği olacaktır.